Şahsen öyle her şarkıyı, her müziği sevmem.
Neden, demeyin. Sevmem işte. Eşref saatim vardır, geldi mi
dinlerim. Açar dinlerim, gider dinlerim. Ama hep dinlemem.
Öyle yürürken falan dinlemem mesela.
İnsanları dinlerim.
Kuşları dinlerim.
Rüzgarı dinlerim.
Bulurum bir çocuk gülüşü, işte ben en çok onu dinlerim.
Hiç sıkılmadan.
Bana kalırsa dünyanın en güzel şeyi onların gülüşü.
En mutsuz anlarımda, bir çocuğun gülüşünü düşlerim.
O içten, o tertemiz gülüşlerini düşlerim çocukların.
Ve sonra o gülüşler beni öyle bir yere götürür ki bir
bakmışım gözlerim dolmuş, boğazımda bir şeyler düğüm düğüm olmuş.
Çok şey söylenmez o anlarda. Hani istenir, ama olmaz.
Söyleyemezsiniz.
Söylemeyin de zaten. O an, öyle güzel. O çocuğun gülüşüyle.
İşte o, öyle bir şarkı ki…
Evet, ben en çok onları dinlemeyi seviyorum.
Çok seviyorum.
Her çocuğu gıdıklamak istiyorum mesele…
Bencilce belki ama o güzel gülüşlerini duyabilmek için.
Hepsi, öyle aynı ki: Dilleri, renkleri hiç önemli değil…
Hepsi öyle güzel gülüyor ki.
Bir de ne var biliyor musunuz?
Küçücük şeyler onları güldüren.
Sizi bilmem ama ben bu yazıyı yazarken kahkahaları çınlıyor kulaklarımda…
Kocaman, şapşal bir gülümse, kaplayıveriyor yüzümü.
Öylesi güzel bir tebessümle yazıyorum ki bu yazıyı…
Görseniz, neye bakıp gülüyorsun, dersiniz :)
Bir çocuğu güldürün.
Sadece bugün değil, yarın, öbür gün…
Başlarını okşayın, sırtlarını sıvazlayın. Oyunlar oynayın
onlarla, hikayelerini dinleyin ve hikayeler anlatın cennet kokulu küçük insanlara..
Bir çocuğu güldürün.
Dünyanızı, dünyayı bir çocuğun kahkalarıyla çınlatın.
Bakın, göreceksiniz; yüzünüzü bambaşka bir gülümseme
kaplıyor. Gözlerinizin feri değişiyor, ruhunuz aydınlanıyor, böyle içiniz koca
bir umutla doluyor.
Oluyor.
Bir çocuk gülünce insanın kimyası değişiyor…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder