6 Eylül 2013 Cuma

Oburum!


“Doymak bilmez bir çocuk gibiyim; yetinemiyorum. Islığım, bütün şarkıları aynı anda çalmak istiyor; uçurtmam, kâinatın bütün semalarında birden uçmak…” Can DÜNDAR

Külahımda iki top dondurma istemiyorum. Çikolatalısından çileklisine, karamelinden böğürtlenlisine hepsinden ikişer tane olsun istiyorum.
Her şeyde her yerde olmak, ama olduğum yerde de kalmak istiyorum. Şu vitrinden gömleği, bu vitrinden ayakkabıyı, üst kattan elbiseyi, alt kattan beğendiğim takıları almak istiyorum.

Arabam eskidi. Şöyle son model, yüksek beygirli sıfır bir araba almak istiyorum. Ayda bir bizimkilerle yaptığım maçta tuttuğum takımın son çıkan formasını, ayağımda marka kramponumu giymek istiyorum.
Onu istiyorum, bunu istiyorum, şunu da istiyorum, aaa bu yeni mi, nerden aldın, ay dur ondan da alalım, oğlum ne zaman aldın bunu dur bizimkilere söyleyeyim bana da alsınlar…

Ne kadar tanıdık cümleler değil mi?

Farkında mısınız ne kadar da obur olduk kendimizi ayna da görmeyeli.

Aynaların sırlarını yolup kendi dev aynalarımızı icat ettiğimizden beridir nice olduk?
İkinci ellere dudak büker, bir giydiğimizi bir daha giymez olduk.

Dahası işimiz oldu mu arar, bitti mi hal hatır sormaz olduk.

Konturum yok deyip ayda bir 3 kuruşa mektup atan atalarımıza burun kıvırır olduk.

Kilometrelerle değil de özlemle ölçülen aşklarla dalga geçip, eski aşklara ex deyip, pistlerde göbek atar olduk.

Karabaşı, boncuğu, mavişi aileden sayıp öldüğünde yas tutmak yerine, öldüğü gün yenisini alıp işkenceci olduk.

Ne olduk biz böyle?

Ne zaman olduk bu kadar da tükettik bunca şeyi?

Ne zaman giydiğimiz pantolon, gömlek kadar oldu değerimiz, kullandığımız telefonla mı arttı niteliklerimiz?

Evimizdeki kanepenin, masanın ne zaman kölesi olduk da onların bizi taşıyacağı zamanda onları taşımaktan bel fıtığı olduk?

Bunca olmazlıkta tasarrufu şarkılarda mı bulduk?

Bir cümleden 5 dakikalık şarkılarla hasreti, umudu, hüznü anlatır olduk.

Doymadık!

Kelimelerden harfler yuttuk.

Bunca tüketirken tükendik, ama yine de doymadık.

Zamandan tasarruf edelim derken trafikte, bilgisayar ve televizyon başlarında mahsur kaldık.

Samimiyeti yetiremeyip maskelerle doldurduk duvarlarımızı.

Biz iyice obur olduk.

Tükenirken tükettik, tüketirken tükendik.

Bir türlü doymak bilmedik.

Ve şimdi tükenmemek için direnirken farklılaştık, garipsendik.

Yok artık, hadi canımlarla kendimizi yeni bir tür kabul ettik.

Yanlışla doğruyu karıştırıp acaba dedik.


Kendimizi kaybettik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder